27 Mayıs 2010 Perşembe

6.Ayımız


 Bu ay nedenini dişe bağladığımız genel bir huy değiştirme ve huzursuzluk haliyle geçti..Neyse ki ay sonuna doğru sinirli ve huzursuz halin geçti gerçi tüm nazın anneye..Baba gelince sinir falan kalmıyor du yaa..Bi ara yandık kızımız çok sinirli olacak diye endişelenmeye başlamıştık babanla..:))Şaka bi yana benim güzel kızım büyüyor artık meyve,yoğurt,sebze ve ara sıra muhallebi yemeye başladık..Meyve ve yoğurtta sorun yok ama sebze(patates ve havuç)püresini pek sevmedin bir iki kaşık sonra mızırdanıyordun bende hiç ısrar etmedim bi kaç gün farklı şekillerde pişirip irmikle falan tatlandırdım eh işte biraz gelişme var..Israrcı olmuyorum nasılsa alışacaksın zamanla..Senin birşeyler yediğini görmek beni inanılmaz mutlu ediyo yerken nasıl şirin oluyosun canım kızım..Artık herşeyin farkındasın kaşığı tabağı gördünmü heyecanlanıyorsun..Hadi bakalım ek gıda dönemimiz hayırlı olsun kuzucum yesin büyüsün kocaman kız olsun..

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Kızıma

Masum yüreğini alıp karşı kıyıdan yürüdün geldin buralara.Ellerinde ışığı sönmemiş yıldızlar gözlerinde yeni dünyaya salınan ilk şaşkın bakışların ışığıyla sende merhaba dedin taze güne, aydınlığa..Avuçlarında ötelerin temizliği var hala.Kalbin bir kuş kalbi gibi ürkek ve kırılgan.Tenine henüz değmemiş rüzgarın hoyrat eli.Bu dünyada çok yenisin.Annenin sıcak teni,şevkatli elleri ve sevgiyle merhametle atan kalbi senin için çarpacak bundan böyle .Şarkıları ,ninnileri senin için söyleyecek..Hoşgeldin canım yavrum,minik kelebeğim annene babana hoşgeldin..

Güzel ve Bir O Kadar Anlamlı

Farkında Olmalı İnsan...
Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını
Fark Etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını
Ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu
Fark Etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya Benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
Ölürken de aynı avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!' dercesine apaçık kaldığını
Fark Etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra. Azraillin her an sürpriz yapabileceğini,
Nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan ve ölmeden evvel ölebilmeli.
Hayvanların yolda kaldırımda çöplükte
Ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli. 
Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu Fark Etmeli.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü
Fark Etmeli.
Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde
çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını
Fark Etmeli.
Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü
Fark Etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini, ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu
Fark Etmeli.
Zenginliğin ve bereketin, sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
FARK ETMELİ.
Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür, O DA BUGÜNDÜR.
                                                                                                                                    Can Yücel